Başarılı Bir Balık Avı için Suni Balık Renk Seçimi

Bu yazımızda daha başarılı bir balıkçılık için maket balıklarımızın suyun altında nasıl göründüğü hakkında bilgiler vermeye çalışacağız. Her balıkçılık sezonu öncesinde pek çok farklı renkte binlerce suni balık raflardaki ve internet sitelerinin vitrinlerinde ki yerlerini alır. Ancak bilmemiz gereken en önemli şey bu sahte yem renklerinin pek çoğu balıklardan ziyade balıkçıların dikkatini çekmek için tasarlanmıştır. Pek çoğumuzun malzeme kutuları farklı renklerde ve tiplerde suni yemler ve silikon yemler ile dolup taşar. Balığa gittiğimizde ise bugün balığın hangi rapala ve renge vuracağı adeta bir uzmanlık sorusu halini alır. Pek çok olta balıkçısı tarafından şans veya kısmet olarak nitelendirilen bu işlemi aslında bazı temel bilimsel dayanaklara oturtmak mümkündür. Bazı temel optik ilkeleri ve ışığın su ile teması sonrasındaki temel davranış ilkelerini kullanarak daha bilimsel ve gerçekçi bir renk seçimi yapabilmek mümkündür.
Balıkların büyük bir bölümü renkleri görür. Tıpkı insanlardaki gibi balık gözünün retinasında da rod ve kon adı verilen hücreler bulunur. Kon adı verilen hücreler gündüz görüşü sağlar ve renklerin ayırt edilmesi için kullanılır. Rod hücreleri ise gece görüşü sağlar, renkleri ayırt edemez ancak ışık yoğunluğunun ayırt edilmesini sağlar.
Tatlı su balıklarının çoğunda hem rod hemde kon hücreleri bulunur. Ancak sudak ve benzeri gece avlanan balıklar ve daha derin sularda yaşayan balıklarda rod hücreleri daha yoğun olarak bulunur. Yapılan araştırmalarda levrek, turna ve somon gibi gündüz yemlenen balıkların renklere karşı sudak gibi gece avlanan balıklara oranla daha hassas olduğu saptanmıştır. Ayrıca yapılan araştırmalar gökküşağı alası ve pasifik somon balıklarının insanlarla aynı renk görüşüne sahip olduğu kanıtlanmıştır. Tamamlayıcı renklerin tümünü tıpkı insan gözü gibi gördükleri ve 24 farklı renk tonunu seçebildikleri bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Bir başka araştırma da ise kahverengi alabalığın yakın ve uzak nesnelere aynı anda odaklanabildiği ve aynı rengin tonunu farklı mesafelerde farklı renkler olarak gördüğü kanıtlanmıştır.
Işık Suda Nasıl Bir Değişime Uğrar
Işık suda havada olduğundan daha farklı hareket eder. Pekçok farklı ışık rengi farklı dalga uzunluklarına sahiptir. Kırmızı renk en uzun dalga boyuna sahip renktir. Uzundan kısaya doğru kırmızı, turuncu, sarı, yeşil, mavi, indigo(çivit mavisi), mor olarak sıralayabiliriz. Işığın bulanık olmayan suda hareketi esnasında enerjisinin bir kısmı absorve edilerek su tarafından emilir. Dalga boyu uzun olan renkler ilk olarak emilir. En uzun dalga boyuna sahip kırmızı renk ilk olarak absorve edilen renktir. Yani kırmızı, turuncu ve sarı gibi sıcak renkler yem dibe indikçe daha koyu ve siyaha yakın olarak görülür. Örneğin kırmızı renk suda 6-7 metreden sonra balık tarafından tamamen siyah olarak görülür. Turuncu 10-15 metre arası, sarı ise 20-25 metre derinlikten sonra siyah olarak görülür. Yeşil ve mavi renk ise ışığın görülebildiği derinliğe kadar rengini korur.
Yukarıda ki şema farklı renklerin ulaşabildiği maksimum derinlikleri gösterir. Soldaki büyük resim derin ve berrak su, sağ üstteki küçük resim ise sığ ve bulanık suyu temsil eder. Sağ alttaki resim ise renklerin dibe indikçe daha koyu olarak gürüldüğünü gösterir.
Işığın toplam yoğunluğu da derinlikle beraber azalmaya başlar. Örneğin sarı renk 15 metrede hala sarı olarak görünmesine karşın 5 metre derinlikte ki parlaklığından daha az parlak olarak görünür.
Berrak sularda kırmızı derine inildikçe ilk kaybolan renk olmasına rağmen bulanık sularda bu olay tersine döner. Bulanık sularda mavi ilk kaybolan renk olurken yeşil ve kırmızı renk daha derin mesafelere kadar rengini korur. Işığın neredeyse hiç ulaşmadığı karanlık diplerde beyaz bir sahte balık mavi veya yeşil bir sahteye oranla daha kolay fark edilir. Işığı yansıtma özelliğine sahip UV yansıtıcı kaplamalı yemler balık tarafından daha kolay fark edilir.
Kapalı bir havada renk ışıkları açık havalarda indiği derinliklere ulaşamayacaktır. Işık yoğunluğunun kaybolduğu akşam üstü saatlerinde kırmızı ilk tercih edilmesi gereken renk olacaktır. Toplam ışık yoğunluğu azaldığında balıkların gözlerindeki rod hücreleri daha aktif hale geldiğinden balık renkleri ayırma yeteneğini kaybeder. Bu nedenle karınlıkta yaptığımız balık avlarında balıkların rod hücrelerini uyaracak parlak renkler veya karanlıkta parlayan fosforlu renkler tercih edilmelidir. Karanlıkta balığın görüş mesafesi düştüğü için balığın yemlerimizin renginden daha çok suni yemin yaptığı hareketleri veya kokusunu algılama ihtimali daha fazladır.
Işık yuğunluğunun arttığı sabah saatlerinde ise balıkların sahip oldukları kon hücreleri daha aktif olarak çalışmaya başlar ve balık renkleri ayırt etmeye başlar. Burada dikkat edilmesi gereken önemli husus şafak ile birlikte hangi rengin balık tarafından daha erken ayırt edilebildiğidir. Sabah ile birlikte ilk olarak mavi renk görünmeye başlar. Maviyi takiben yeşil, sarı, turunce ve en son olarak ise kırmızı renk görünmeye başlar. Günün ilk ağırmaya başladığı saatlerde kullandığımız kırmızı su üstü maket balık, balık tarafından parlayan gök yüzünün altındaki karanlık bir obje olarak gürülür. Hava aydınlanmaya başladıkça ve ışık yoğunluğu arttıkça kırmızı kontrastını yitirmeye başlayacağından balıkçılar tarafından diğer renkler denenmeye başlanmalıdır. Işık ayrıca balıkların besin kaynağı olan ufak yemlik balıkların hareketlerini de etkiler. Yemlik balıklar, azalan veya artan ışığın etkisi ile su yüzeyine veya dibe doğru hareket ederler. Yemlik balıkların bu hareketleri onlar ile beslenen hedef balıklarımızın su içinde ki dağılımını etkiler. Örneğin tırsi balığı gece olduğunda besin kaynağı olan planktonları* takip ederek su yüzeyine doğru hareket eder. Tırsi balığı ile beslenen Somon gibi balıklarda onları takip ederek su yüzeyine doğru hareketlenmeye başlar.
Balıklar Renklere Nasıl Tepki Verir
Balıklar üzerinde yapılan araştırmalar, balıkların renklere verdikleri tepkilerin rod hücreleri ile mi yoksa kon hücreleri ile mi gördüklerine göre değiştiğini ispatlamıştır. Gün ışığının yoğun olduğu zamanlarda balıkların beslenme davranışlarını, hareket eden yemlik balıkların ton ve gölgeleri hakkında bilgi veren kon hücrelerinin yönlendirdiğini, yemi tespit ettikten sonra yavaşça yaklaşarak ilk olarak yemin kafa kısmını yedikleri tespit edilmiştir. Akşam karanlığından gün ağrıyana kadar ise rod hücreleri balıkların beslenme alışkanlıklarını belirler. Karınlıkta balıklar yemlik balıkların altında pozisyon alarak onları su yüzeyine karşı kontrast olarak görürler, bir süre bekleyip ondan sonra saldırırlar.
Yem seçimi konusunda önemli olan bir diğer nokta ise sahtenin balığa ne kadar cezbedici göründüğüdür. Yem balığın ilgisini iki neden ile çeker. Balıklar yemi yemek veya ona saldırma güdüsü ile hareket eder. Balıkların büyük çoğunluğu yemi kokusundan veya sudaki hareketlerinden tespit eder. Ancak balığın yeme saldırması için onu mutlaka görmesi gerekir. Balık cezbediciler veya aksiyon aparatları balığın yeminizi tespit etmesini sağlar. Ancak balığın yeme saldırması için yemi görmesi şarttır.
*Plankton: Plankton, suda bulunan, hareket yeteneği akıntıya bağımlı olan canlılara verilen genel isimdir. Genellikle mikroskobik boyutta ve tek hücreli oldukları varsayılsa da, denizanaları veya kopmuş yosunlar da okyanusbilimciler tarafından plankton olarak tanımlanır. Bitkisel planktonlara fitoplankton, hayvansal olanlarına ise zooplankton adı verilir. Göllerde, denizlerde ve akarsularda, hatta belirli şartlar altında buzullarda bulunabilirler. Dünyadaki fotosentez ile üretilen oksijenin büyük çoğunluğunu planktonlar üretir, diğer kısmını bitkiler üretir.