Su Altında Dikkat Edilmesi Gerekenler
Su Altında Dikkat Edilmesi Gerekenler
Denizler eski zamanlardan beri merak uyandıran ve çekici olan yerlerdir. Suyun altında görüntüler nefes kesicidir. Dalış yapıldığı zaman sanki başka bir dünyanın gizemini çözmeye başlar insan. Bu kadar harika bir görüntü içerisinde sağlıklı bir gezi yapabilmek için bazı şeylere dikkat etmek gerekir. Öncelikle bu dikkat edilmesi gereken, vücudun suda göstereceği tepkilerdir.
Vücudumuzun fizyolojik olarak bazı özellikleri suyun altında uzun süreler kalmaya ya da su altındaki basınca uyum gösteremeyebilir. Derinlik fark etmese bile suyun içine kafa sokulduğu anda iç basınç artacağı için eşitleme denilen bir işlem yapılması gerekmektedir. Eşitleme ise burun tıkanıp hava verilmesi ve kulaklara uygulanan basıncın azaltılması durumudur. Bu sayede iç ve dış basınç ayarlanır ve suyun altında rahat hareket edilmesi sağlanır. Her derinlik artışında bu basınç artacağı için farklı noktalarda birden çok eşitleme yapmak gerekebilir. Her kişinin eşitleme seviyesi farklıdır. Bazen ilk suyun altına inildiğinde, bazen de derinlere inildikçe gözlenmektedir. Eşitleme yapılmasına dikkat edilmezse kulak zarı patlamaları ve burun damarlarlarının çatlamasına sebep olabilir.
Diğer bir önemli olay ise vurgun denilen rahatsızlıktır. Bu tip olayların yaşanmasının sebebi ani su üstüne çıkışlardır. İnsan hücrelerinde sıvı halinde azot bulunmaktadır. Normal hayatta dış basınçta su gaz hücre içerisinde çözelti halinde bulunur. Fakat suyun altında yaşanan basınç etkisi sayesinde derinlere inildikçe bu basınç artar. Bu sayede gaz çözünmeye başlar ve vücutta birikme yapar. Dalış süresi uzadıkça çözünen gaz miktarı da artar ve bu gazı atmak için belirli bir süre gerekir. Dalışın sonlandırılmasıyla ani su üzerine doğru hareket edilmesi, gazın vücutta birikme yapmasını sağlar ve azot daha atılamadan basınç farklılığı devreye girer. Bu sebeple gaz halinde vücutta dolaşan azot bir an biçim değiştirir ve hücrelere dolar, hücrelerde patlamalar meydana gelir. Bunun sonucunda da vurgun ve ya dekompresyon denilen hastalık oluşur. Bunu önlemek için ne kadar derinde olunursa olunsun sakin ve yavaş bir biçimde suyun üzerine çıkılmalıdır. Bu sayede azot eski haline dönecek, basınç azalacaktır.
Sudan çıktıktan sonra el ayaklarda titreme, gözlerde kayma hareket kabiliyetinin zayıflaması ilk gözlenen problemlerdir. Kısmı felç ve tam felç gözlenme ihtimali yüksektir. Mide bulantısı, konuşma güçlüğü, eklemlerde oluşan şiddetli ağrılar diğer belirtilerdir. Bu tip semptomların gözlenmesi durumunda hemen ilk yardım ekiplerinin haberdar edilmesi gerekmektedir. Tedavi olarak ise kişi derhal yüksek basınç odasına götürülür ve ilk olarak yüksek basınca tabi tutulur. Daha sonra basınç kademeli olarak azaltılır ve azotun vücutta eski haline dönüşmesi beklenir. Fakat geç kalınmış bir durum söz konusu ise bu işlem yapılmış olsa bile bazı hücrelerde kalıcı hasarlar meydana gelebilmektedir.
Bir diğer hastalık ise azot sarhoşluğudur. Genellikle tüplü dalış yapanlarda gözlenmektedir. Solunan havada bulunun maddelerin çoğunun fazla alınması durumunda sarhoşluk etkisi gözlenebilmektedir. Dalış tüpünün içinde dozajından fazla azot bulunması durumunda solunum yapıldıkça sarhoşluk meydana gelmektedir. Gözlerde bulanıklık, hissizliklerin oluşması ve baş dönmesi gözlenen belirtilerdir. Bu durumlar gözlendiğinde kişinin oksijen takviyesine ihtiyacı olacaktır.