Denizlerimizdeki Tehlikeli Türler 2
Denizlerimizdeki Tehlikeli Türler 2
Deniz balıklarının zehir özellikleri yüksek protein içermektedir. Bu protein yapılar 40- 50˚C arasındaki sıcaklık ile temasta bozulmaya uğrarlar. Zehrin vücuda girdiği ya da değdiği yerleri bu sıcaklıklarda ki su ile yıkamak zehrin etkisini azaltacak ve bir sonraki müdahale için vakit kazandıracaktır. Bu işlemin ardından amonyak ile tekrar yara yıkanmalıdır.
İskorpit balıklar tüm denizlerimizde gözlenmektedir. Sıkça oltaya vurur, ağlara takılırlar. Görünüşü itibariyle çok ayırt edici özelliklere sahiptir. Solungaç yanlarında ve sırtta bulunan iğneleri kuvvetli zehirler içerir. İğneden çıkarılmak için ele alındığında bu iğneler batar ve battığı yerde uyuşma, yanma ve kızarıklık gibi reaksiyonlar gösterir. Çok şiddetli olmasa da zehrin etkisini almak için amonyak ile yıkandığında etkisi azalır. Bu sebeple avlanmaya çıkarken küçük bir ilk yardım çantası bulundurmak önemlidir. Balıkçılığa yeni başlamış kişiler için dikkat edilmesi gereken bir türdür. Balık tanınmayacağı için sıkça zehirlenme gözlenir. Kişilerin boy, kilo ve yaş gibi özellikler zehrin etkisi değişim gösterebilir. Yine görüntü olarak iskorpite benzeyen
Denizlerimizin en zehirli türleri arasında trakonya balığı bulunmaktadır. Genellikle suyun altıda kuma gömülü halde bulunurlar. Sığ sularda da gözlenirler ve suyun sıcak olduğu yaz dönemlerinde fazla gözlendikleri için balıkçı ve yüzücülerin daha dikkatli olması gerekmektedir. Sırt bölgesinde ilk 3 dikende zehir mevcuttur. Ama asıl kuvvetli zehir solungaç kapağının üstünde bulunan dikenlerdir. Çok sivri, iğne şeklindeki bu dikenler dokunulduğu anda etkisini göstermektedir. Sivri olduğu için de hemen batabilmektedir. Zehrin etkisi hemen kendini göstermektedir. Kişinin fiziksek özelliklerine bağlı olarak zehrin etkisi değişir. Bulantı, kusma, kas spazmları, hissizlik, solunum zorluğu hatta kalk durması ve koma gibi ağır rahatsızlıklara sebep olabilmektedir. Bu sebeple çok dikkatli davranılması gerekir ve hemen sıcak su ile yara temizlenmelidir. Eğer yara içinde iğne kaldı ise çıplak elle değil, eldiven yardımı ile iğne yerinden çıkartılmalıdır. Amonyak ile temizlendikten sonra en yakın sağlık kuruluşuna başvurulmalı ve tedavi olunmalıdır. Ölü bile olsa zehrinin etkisi devam etmektedir bu yüzden çıplak elle dokunulmaması gerekir.
Diğer zararlı türlerden olan vatoz türlerinde kuyruk bölgesinde uzun ve sivri dikenler bulunmaktadır. Tehlike anında kuyruğunu savurarak batırmaya çalışır ve hızla kaçmaya çalışır. Saldırgan türler değildir fakat kendisini tehdit altında hissettiğinde uzun kuyruğunu kullanmaktan kaçınmazlar. İğne zehir barındırmaktadır. Üstüne basıldığında hızla tepki vererek güçlü kasları sayesinde iğnesi vücuda saplanır ve zehir etki eder. Kalbe yakın bölgelere isabet eden iğneler ölüme sebep olabilmektedir. Tüm denizlerimizde bulunurlar. Kalın iğneye sahip canlılar olduğu için iğnenin girdiği bölgede kalın bir delik açılır ve kanamalı olarak deri şişmeye başlar. Sıcak su ile zehrin etkisi giderilmeye çalışılmalıdır. Yaraya müdahale edilmezse, yara etrafı giderek morarır ve şişer. Çok çabuk mikrop kapılabilir, bu sebeple batikon ile yara etrafı temizlenmelidir.
Bu tip durumlar çok can yakıcı olmasa bile mutlaka tedavi gerektirirler. Bu sebeple bir hekim kontrolüne gidip baktırmak faydalıdır. Beklenmedik durumlarla karşılaşmamak için bu türlere su içinde dikkat edilmesi gerekir.